Türkiye, küresel ekonomi ve teknoloji alanında kritik öneme sahip nadir elementler konusunda yeni ve stratejik bir adım atmaya hazırlanıyor. Enerji, savunma sanayi, yüksek teknoloji ve yenilenebilir enerji gibi alanların vazgeçilmez hammaddeleri arasında yer alan bu elementler için Afrika kıtası Türkiye’nin yeni odağı haline geldi. Ankara’nın bu hamlesi, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda diplomatik ve jeopolitik açıdan da dikkat çekici bir süreci beraberinde getiriyor.
Son yıllarda nadir elementlere olan küresel talep hızla artarken, bu kaynaklara erişim ülkeler arasında ciddi bir rekabet alanına dönüştü. Türkiye de bu tabloyu göz önünde bulundurarak Afrika’daki zengin yer altı kaynaklarını değerlendirmeyi hedefliyor. Özellikle lityum, nikel, kobalt, platin ve benzeri stratejik madenler, hem teknolojik üretimde hem de enerji dönüşümünde kilit rol oynuyor. Bu nedenle Türkiye’nin Afrika açılımı, uzun vadeli bir kaynak güvenliği stratejisi olarak değerlendiriliyor.
Afrika kıtası, dünya genelindeki nadir element rezervlerinin önemli bir bölümünü barındırıyor. Türkiye’nin bu bölgede attığı adımlar, yalnızca maden teminiyle sınırlı kalmayıp, liman yatırımları, lojistik ağlar ve ticaret koridorlarıyla desteklenmesi planlanan kapsamlı bir ekonomik iş birliğini kapsıyor. Bu yaklaşım, Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerini klasik ticaretin ötesine taşıyarak daha derin ve sürdürülebilir bir ortaklık modeline dönüştürmeyi amaçlıyor.
Diplomatik boyutta da dikkat çeken bu açılım, Türkiye’nin Afrika’daki etkinliğini artırma hedefiyle örtüşüyor. Kıtada artan diplomatik temsilcilikler ve gelişen siyasi ilişkiler, ekonomik projelerin önünü açan önemli bir zemin oluşturuyor. Türkiye, Afrika ülkeleriyle karşılıklı kazanç esasına dayalı iş birlikleri kurarak hem bölgesel kalkınmaya katkı sağlamayı hem de kendi sanayi ve teknoloji hedeflerini güvence altına almayı planlıyor.
Uzmanlara göre bu strateji, Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerinde daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayabilir. Nadir elementlerin sınırlı sayıda ülkenin kontrolünde olması, bu alandaki her yeni hamleyi küresel ölçekte önemli hale getiriyor. Türkiye’nin Afrika’daki kaynaklara yönelmesi, enerji ve teknoloji bağımsızlığı açısından da kritik bir adım olarak görülüyor.
Önümüzdeki dönemde Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında imzalanması beklenen yeni anlaşmaların, madencilikten sanayiye, ulaştırmadan enerjiye kadar birçok alanda etkisini göstermesi bekleniyor. Bu süreç, Türkiye’nin yalnızca bir alıcı değil, aynı zamanda yatırımcı ve ortak olarak sahada yer almasını öngören yeni bir vizyonu da beraberinde getiriyor.
Türkiye’nin nadir elementler için Afrika’ya açılması, küresel rekabetin giderek sertleştiği bir dönemde atılan stratejik bir adım olarak öne çıkarken, bu hamlenin uzun vadede hem ekonomik büyümeye hem de uluslararası konuma önemli katkılar sağlaması bekleniyor.

MAGAZİN
12 Aralık 2025GÜNDEM
12 Aralık 2025MEDYA
12 Aralık 2025DÜNYA
12 Aralık 2025MAGAZİN
12 Aralık 2025DÜNYA
12 Aralık 2025DÜNYA
12 Aralık 2025
1
Şimşek Açıkladı: Sahte Belgeyle Mücadelede Yeni Dönem Başlıyor
92829 kez okundu
2
Seyhan Soylu’dan Koza Park Yönetimine Protesto: Hizmet Değil, Zulüm!
11441 kez okundu
3
Tophane yangınında havai fişek şüphesi: 4 kişi gözaltında
11216 kez okundu
4
RAHMİ KOÇ, “ŞEYTAN MARKA GİYER” FİLMİNİN ÜNLÜ MALİKANESİNİ SATIN ALDI
9624 kez okundu
5
TÜİK Açıkladı: İşte 2025’in İlk Yarısında Türkiye’nin Nüfus Tablosu
6553 kez okundu