0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ihlal kararına ilişkin dikkat çeken bir değerlendirmede bulundu. Yıldız, sürecin artık hukuki bir noktaya taşındığını belirterek, “AİHM kararının aslı istendiğinde, iç hukukta tahliye kararı verilmesi kaçınılmaz hale gelebilir. Bu süreç tamamen hukukun çerçevesi içinde işleyecektir” ifadelerini kullandı.

Feti Yıldız, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğunu hatırlatarak, AİHM kararlarının hukuki bağlayıcılığına dikkat çekti. “Hukuk devleti ilkesinin en temel şartı, mahkemelerin bağımsızlığına ve kararlarına saygı göstermektir. Ulusal yargı kararları kadar uluslararası mahkeme kararları da bu ilkenin bir parçasıdır” diyen Yıldız, sürecin siyasallaştırılmaması gerektiğini özellikle vurguladı.

MHP’li siyasetçi, söz konusu açıklamasında Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini yerine getiren bir ülke olduğunun altını çizdi. “Türkiye bir hukuk devletidir. Hiç kimse yargının üzerinde değildir. AİHM kararları da bu çerçevede değerlendirilmeli, iç hukukun işleyişi içinde uygulanmalıdır” dedi.

Feti Yıldız’ın açıklamaları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı “Demirtaş’ın tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olur” sözlerinin ardından geldi. Bahçeli’nin çıkışı, siyaset gündeminde büyük yankı uyandırmış, ardından gelen Yıldız’ın açıklaması ise parti içindeki hukuki bakış açısının netleştiği şeklinde yorumlanmıştı.

Yıldız, dosyanın halen istinaf aşamasında bulunduğunu belirterek, AİHM kararının resmi olarak ulaştırılması durumunda mahkemenin Adalet Bakanlığı aracılığıyla gerekli adımları atacağını ifade etti. “Yargı süreci çok aşamalı işler. AİHM kararları doğrudan tahliye anlamına gelmez, ancak ihlal tespiti sonrası iç hukuk yolları devreye girer. Eğer kararın aslı istenirse, yerel mahkeme tahliye yönünde karar verebilir. Bu tamamen yasal bir süreçtir” dedi.

Açıklamasında yargı bağımsızlığına da özel bir vurgu yapan Yıldız, “Türkiye’de yargı organları siyasi etkilerden uzak şekilde çalışmaktadır. Bu süreçte kimse karar mekanizmasına baskı yapamaz. Bizim anlayışımızda hukuk kendi içinde işler, sonuç ne olursa olsun milletimizin güvenliği ve adaletin üstünlüğü her şeyin üzerindedir” ifadelerini kullandı.

Yıldız’ın sözleri, hem hukuk çevrelerinde hem de siyasi kulislerde geniş yankı uyandırdı. Bazı yorumcular, MHP’nin bu açıklamayla yargı sürecine duyduğu güveni vurguladığını, bazıları ise Demirtaş dosyasının artık sadece siyasi değil, hukuki bir eksende ele alınmaya başlandığını dile getirdi.

Siyaset yorumcularına göre, MHP’den gelen bu açıklama, Türkiye’nin uluslararası hukuk yükümlülükleri açısından da önem taşıyor. Zira AİHM’in verdiği kararlar, sadece bireysel davalar açısından değil, Türkiye’nin Avrupa Konseyi nezdindeki pozisyonunu da doğrudan etkileyebiliyor.

Feti Yıldız’ın açıklaması, Türkiye’nin hem hukuk hem diplomasi alanında denge politikası yürütmesi gerektiğine dair bir mesaj olarak da değerlendirildi. Hukukun üstünlüğüne yapılan vurgunun, MHP’nin “devletin bekası ve adaletin tesisi” anlayışıyla örtüştüğü ifade edildi.

Son günlerde AİHM kararlarının tartışıldığı bir dönemde gelen bu açıklama, kamuoyunda yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Bir kesim “hukukun gereği yapılmalı” görüşünü savunurken, diğer kesim “yargıya dış baskı olmamalı” yorumlarında bulundu. Ancak genel kanı, Feti Yıldız’ın açıklamasının hem hukuki hem de siyasi dengeleri gözeten dikkatli bir mesaj olduğuna işaret ediyor.

Türkiye’de hukuk, siyaset ve insan hakları gündeminin tam merkezinde yer alan bu açıklama, önümüzdeki günlerde hem iç siyasette hem de uluslararası platformlarda yakından takip edilecek.