0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hazine ve Maliye Bakanlığı, yurt dışından yolcu beraberinde “vergisiz” olarak geçici getirilen lüks araçlarla ilgili yeni bir harekât başlattı. Ferrari başta olmak üzere pek çok lüks markanın, Türkiye’de “T plaka” adı verilen geçici plakalarla kullanımının suistimal edildiği belirlendi.

“T PLAKA” UYGULAMASI VE KISITLAMALAR

Geçmişte sadece 6 ay olarak uygulanan geçici araç getirme izni, 2015’te yapılan düzenlemeyle 24 aya çıkarılmıştı. Bu süre zarfında araçların yalnızca getiren kişi tarafından kullanılması ve vergi yükümlülüklerinin yerine getirilmesi şart koşuluyor. Aksi halde araçların ülke dışına çıkarılması gerekiyor.

Ancak denetimler, bazı şirketlerin bu kuralları çiğneyerek lüks araçları kullanımına açtığını ortaya koydu. Bu araçların, “prototip” ya da “yol testi” gibi tanımlamalar altında T plakayla trafikte gezdirilmesi dikkat çekti.

DENETİMLER HIZLANDIRILDI, MÜFETTİŞLER DEVREDE

Maliye müfettişleri, geçici plaka üzerinden vergisiz lüks araç kullanımını tespit eden şirketleri sıkı takibe aldı. Denetim kapsamında hem şirketin sicili hem de araçların kullanım kayıtları detaylı inceleniyor. Araçların ithal girişleri, plaka sistemleri ve kullanım kayıtlarında olası çarpılmalar araştırılıyor.

LÜKS ARAÇ SATIŞINDA ARTIŞ

Son dönemde Türkiye’de lüks araçlara olan talep hızla yükseldi. Fiyatları 30 milyon TL’nin altından başlayan süper lüks otomobiller, yüksek gelir grubunun dikkatini çekiyor. Ferrari, Bentley, Porsche ve Maserati gibi markalar, Türkiye piyasasında aktif bir şekilde satılıyor. Örneğin, Ferrari’nin Purosangue modeli bu yıl Türkiye’de dört adet satışla sınırlı kalmadı.

Bu yükseliş, vergi düzenlemelerinin ve ithalat politikalarının lüks sınıf araçlar üzerindeki baskısını yeniden gündeme getirdi.

NE ANLAMA GELİYOR?

• Araç getiren kişilerin çıkış şartlarına uyulmaması halinde ağır cezalar gündeme girecek.

• T plaka suistimaliyle tespit edilen şirketlere yasal ve mali yaptırımlar uygulanacak.

• Bu adım, vergi gelirlerinin artırılması ve lüks araç kullanımındaki suiistimallerin önlenmesi açısından stratejik bir hamle olarak görülüyor.