21 Kasım 2024 Perşembe
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk canlı yayınında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, geçmişte yaptığı “Ypg terör örgütü değildir” açıklamasıyla ilgili konuştu.
“AK PARTİ YÖNETİCİLERİ DE TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYORDU”
Kılıçdaroğlu, ” Ypg‘yi ilk yıllarda devlet terör örgütü olarak görmüyordu. YPG’nin Başkanı Salih Müslim’i tam 3 kez Türkiye’ye davet ettiler. Bize de sorduklarında devlet terör örgütü olarak görmüyorsa biz de görmüyoruz dedik. Bizim istihbarat örgütümüz yok. Sadece biz değil o dönemin AK Parti yöneticileri de terör örgütü olarak görmüyordu. O zaman Arınç da bunu söylüyordu. YPG’nin başkanını çağırıyorsunuz. Otel masraflarını karşılıyordunuz.” dedi.
“2. TUR SEÇİM DEĞİL BİR REFERANDUM HALİNE GELDİ”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle: “Doğrusunu isterseniz 1. turda sonuç alacağımızı düşünüyordum. İki taraf da beklenen sonucu alamadı. Şimdi iki lider var. Ve tek bir oy pusulasında iki kişi var. Seçimin ötesinde bu bir referandum. Siz Anayasa’nın ilk 4 maddesini değiştirmek isterseniz Erdoğan’a, buna karşı iseniz Kılıçdaroğlu’na vereceksiniz. Kadın haklarının kısıtlanmasını istiyorsanız Erdoğan’a vereceksiniz.
“MECLİS’TEKİ TABLO DEZAVANTAJ DEĞİL”
Tam tersine büyük bir yarar. Bakın ortak mutabakat metninde bütçe harcamalarının sağlıklı bir şekilde denetlenmesi için Kesin Hesap Komisyonu kuracağımızı, başkanlığını da ana muhalefet partisinden olmasını istedik. Yaptığımız bütün harcamaların hesabını parlamentoda muhalefete vereceğiz. Halkımız ‘çoğunluk burada olsun’ dedi. Eyvallah çoğunluk burada olsun. Mesele yok, her türlü denetime parlamento açık olacak. Yaptığımız açıklamalar, aldığımız kararlar. Parlamento bir denetim organı aynı zamanda. Parlamentoyu ve AK Parti’yi rahatsız edecek kanunu niye götürelim ki? Bizim götüreceğimiz yasalar toplumun yararına olacak. Biz Türkiye’de siyaset anlayışını değiştireceğiz. Örneğin bütçe kanunu gelecek değil mi? Kaynakların nereye harcandığının hesabını parlamentoya vereceğiz. Sayıştay’ın bütün denetim raporları oraya gidecek. Sarayın bütün harcamaları gizli, kimse bilmiyor. Biz bütün bunları açacağız. Parlamentodaki 600 milletvekili bizim götüreceğimiz yasalara ‘evet, haklısınız’ diyecekler.
“BURASI AK PARTİ DEVLETİ DEĞİL”
Savunma sanayini söyleyeyim. Benim ağzımdan aleyhte bir cümle duydunuz mu? Milli mesele bu. Silah üretildi de karşı mı çıktık. İHA, SİHA üretildi de karşı mı çıktık? Tank Palet Fabrikasını Katar Ordusu’na niye sattın? Buna karşı çıktık. TSK Güçlendirme Vakfı, savunma sanayinin ana aktörü. Niye karşı çıkalım? Bunlar bir partinin değil ki. Bu devletin. Devletin ürettiği silaha ‘neden silah üretiyorsunuz’ niye diyelim. Burası parti devleti mi, Türkiye Cumhuriyeti devleti mi? Burası bir AK Parti devleti değil. Burası milli kurtuluş savaşı sonrası oluşturulmuş Türkiye Cumhuriyeti devletidir. 85 milyon bu ülkenin onurlu vatandaşlarıdır. Silah üreteceğiz, elbette ki savunma sanayimiz güçlenecek. Türkiye’nin savunma sanayinde güçlü oması lazım. Rahmetli Ecevit, rahmetli Erbakan, rahmetli Turgut Özal’a teşekkür etmemiz lazım. Kaynak ayıran onlardır. Sanki bunlar yapıyor, başka savunma sanayi yok, biz niye karşı olalım? Hiçbir zaman karşı olmadık.
“AVRUPA’NIN SIĞINMACI DEPOSU DEĞİLİZ”
Bizim çok açık ve net olmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti devleti Erdoğan’ın devleti değil. Ben Avrupa’nın sığınmacı deposu değilim. Kusura bakmayın diyeceğiz. Biz bunları göndereceğiz. İnsani koşullarda kendi ülkelerine gitmeleri lazım. Oturup anlaşma yapacağız. Suriye hükümetiyle bunların can ve mal güvenliklerini sağlayacağız. AB parayı verecek. ‘Ben bunu vermek istemiyorum’ derse kusura bakmasın geri kabul anlaşmasının manası yok. Bunlar Türkiye’yi devlet olmaktan çıkardılar. Sen bu geri kabul anlaşmasını niye imzaladın? Koltuğunu korumak için. Sadece Suriyeliler değil, her yerden gelen var. Uyuşturucu baronları geliyor. Türkiye’yi uyuşturucu cennetine çevirdiler. O uyuşturucu baronların kökünü kazıyacağım, herkes bilsin. Her tarafa paralar dağıtıyorlar. Seçim kampanyasında devletin bütün organlarını harekete geçirdiler. Valilerin, kaymakamların neler yaptığını çok iyi biliyorum. Namuslu, düzgün kaymakam ve valiler de var. Onları da biliyorum.
“2,5 MİLYON ÇOK BÜYÜK RAKAM DEĞİL”
Seçmin sandığa gitmeli, oyunu kullanmalı. Türkiye’nin içinde bulunduğu acı tablonun değişmesi lazım. Pazara çıktığı zaman hayat pahalılığını görüyorsa, kendilerine montajlı videolarla yalan söyleniyorsa vicdan sorgulaması yapması lazım. Bu düzeni, yapıyı, anlayışı değiştirmesi lazım. 22 yıldır terörü bitiremedi. Oysa rahmetli Ecevit bunlara biten bir terörü devretmişti. Nasıl bir devlet yönetimidir bu? Bizim şu anda geçen dönem milletvekilliği yapan, bu dönem yeniden seçilen arkadaşlarımız şu anda Anadolu’da her tarafta çalışıyorlar. Sorunları aktarıyorlar. 2,5 milyon çok büyük rakam değil. Bu rakam rahatlıkla kapatılacak göreceksiniz. Vatanseverlerin ortak hareket etmesi lazım. Sığınmacıdan, hayat pahalılığından, yolsuzluklardan, liyakatsızlıktan şikayet ediyorsan 22 yıldır bunu beceremeyenlerin gitmesi lazım. Demokrasi budur. Devlet soyuldu. Bu zengin devlet resmen soyuldu. Paralar yurt dışına götürüldü. Bundan şikayetçi olmayanları biliyorum. 5’li çeteler, 4-5 yerden aylık alanlar, paralarını yurt dışında dünyalıklarını yapanlar. Bunlar hayatlarından memnun. Asıl geniş kilte hayatlarından memnun değil.”