0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ekonomi gündemi yeniden altına kilitlendi. Küresel piyasalarda yaşanan belirsizlikler ve dolar kurundaki dalgalanmalar, altın fiyatlarını tarihi seviyelere taşıdı. 15 Ekim 2025 itibarıyla gram altın 5.513 TL, çeyrek altın 9.014 TL, yarım altın 18.029 TL, Cumhuriyet altını ise 36.050 TL seviyesinden işlem görüyor.

Altındaki bu hızlı yükseliş, yatırımcıların dikkatini bir kez daha sarı metal üzerine çekti. Özellikle son haftalarda ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararlarına dair belirsizlik, yatırımcıların güvenli liman olarak altına yönelmesine neden oldu. Fed’in faiz indirimine gitmemesi, doların değer kazanmasına rağmen altının da paralel şekilde güçlenmesine yol açtı.

Uzmanlara göre bu durumun temel nedeni, jeopolitik risklerin tırmanması ve küresel resesyon endişeleri. Orta Doğu’da yaşanan gerginlik, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve dünya genelinde merkez bankalarının rezervlerinde altın alımlarını artırması da bu yükselişi destekliyor.

Yatırım uzmanı ekonomistler, altının yıl sonuna kadar yükselişini sürdürebileceğini öngörüyor. Özellikle 5.500 TL’nin üzerindeki her seviyenin psikolojik eşik olarak görüldüğünü belirten analistler, gram altının 6.000 TL’yi test edebileceğini ifade ediyor.

Kuyumcularda da hareketlilik hızla artmış durumda. Vatandaşlar, yükselişin devam edeceği beklentisiyle altın alımlarına yönelirken, birçok kuyumcu altın talebine yetişmekte zorlandığını belirtiyor. Çeyrek altın düğün sezonunun etkisiyle rekor satış seviyelerine ulaştı.

Piyasalarda yaşanan bu tablo, altının hâlâ “en güvenli yatırım aracı” olarak konumunu koruduğunu gösteriyor. Dolar ve borsadaki dalgalanmalar, yatırımcıları tekrar altına yönlendirdi.

Buna karşın bazı uzmanlar, kısa vadede kâr satışlarının görülebileceğini ancak uzun vadede altının yükseliş trendini sürdüreceğini öngörüyor. Özellikle ons altının 4.100 dolar bandında kalıcı hale gelmesi, gram altın fiyatlarını doğrudan yukarı taşıyor.

Ekonomik belirsizliklerin derinleştiği bir dönemde, altının hem bireysel yatırımcı hem de merkez bankaları için güvenli liman konumunu daha da güçlendirdiği yorumları yapılıyor.