0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son günlerde ABD merkezli bazı kurumların Türkiye için yaptığı deprem uyarıları kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Özellikle Marmara Bölgesi ve İstanbul odaklı değerlendirmeler, “neden şimdi” sorusunu beraberinde getirirken, konuyla ilgili açıklama deprem bilimci Prof. Dr. Osman Bektaş’tan geldi. Bektaş, yapılan uyarıların tesadüf olmadığını belirterek, bilimsel veriler üzerinden dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Osman Bektaş’a göre ABD’nin Türkiye için yaptığı deprem uyarılarının temelinde, Marmara Denizi ve çevresinde biriken sismik gerilim yer alıyor. Uzun süredir enerji biriktiren fay hatlarının, özellikle de Marmara Fayı’nın küresel ölçekte yakından izlendiğini vurgulayan Bektaş, bu bölgenin sadece Türkiye için değil, uluslararası bilim dünyası için de kritik bir alan olduğunu ifade etti. Son yıllarda artan mikro depremler ve yer hareketlerinin, büyük ölçekli senaryoların yeniden gündeme gelmesine neden olduğu belirtiliyor.

Bektaş, deprem uyarılarının “kesin olacak” anlamına gelmediğinin altını çizerken, risk kavramına dikkat çekiyor. Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde yer aldığını hatırlatan uzman isim, özellikle nüfus yoğunluğu yüksek şehirlerde olası bir büyük depremin sonuçlarının ağır olabileceğini vurguluyor. Bu nedenle yapılan uyarıların korku yaratmaktan çok, hazırlık ve farkındalık amacı taşıdığını dile getiriyor.

ABD ve diğer ülkelerdeki bilimsel merkezlerin Türkiye’yi yakından izlemesinin bir diğer nedeni ise Marmara Bölgesi’nde yaşanacak büyük bir depremin küresel etkiler oluşturma ihtimali. Ekonomi, lojistik, sanayi ve uluslararası ticaret açısından kritik bir konumda bulunan İstanbul ve çevresinde yaşanacak olası bir afetin, sadece bölgesel değil uluslararası sonuçlar doğurabileceği değerlendiriliyor.

Osman Bektaş, açıklamasında asıl önemli noktanın “ne zaman” sorusundan çok “ne kadar hazırız” sorusu olması gerektiğini vurguluyor. Yapı güvenliği, kentsel dönüşüm, afet planları ve bireysel bilinçlenmenin hayati önem taşıdığını belirten Bektaş, deprem gerçeğinin görmezden gelinmemesi gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlara göre yapılan bu tür uyarılar, Türkiye’nin depremle yaşam gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor.