Yalova’daki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden şarkıcı Güllü olarak bilinen Gül Tut’un ölümüne dair yürütülen soruşturmada, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan toksikoloji raporu kamuoyuna yansıdı. Raporda, Güllü’nün kanında ve göz içi sıvısında yüksek miktarda alkol bulunduğu belirtildi.
Adli tıp analizine göre, Güllü’nün kanında 3,53 promil etanol (alkol) ölçüldü.
Göz içi sıvısında da 343 mg/dl etanol tespit edildi.
Raporda, iç organ parçaları ve mide içeriği analizlerinde toksik ya da uyuşturucu maddeye rastlanmadığı ifade edildi.
Ayrıca, kanında düşük doz reçeteli anksiyete ilacı ve mide koruyucu, idrarında ise ağrı kesici kalıntılarına rastlandığı bildirildi.
Rapor değerlendirmelerinde, bu yüksek alkol seviyesinin denge ve koordinasyon kaybına yol açabileceği, bu nedenle kişinin dengesini yitirerek pencereden düşmüş olabileceği yönünde yorumlara yer verildi.
Belirtilen ifadelere göre:
“Bu seviyenin ciddi denge ve koordinasyon kaybına neden olabileceğini göstermektedir. … Bu bulgular, merhumenin yüksek alkol etkisi altında kazara bir düşme yaşadığı olasılığını güçlü bir şekilde desteklemektedir.”
Olay, 26 Eylül’de, saat 01:30 sularında Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi’ndeki evinde meydana geldi.
Güllü, altıncı kattaki evinin penceresinden düşerek ağır yaralanmış, sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen yaşamını yitirmişti.
Soruşturma kapsamında yapılan ön otopsi raporunda, darp ya da cebir izine rastlanmadığı bilgisi yer almıştı.
Ölüm anı ve pencereden düşme süreci, evin güvenlik kamerası görüntülerinde de inceleniyor.
Güllü’nün ailesi ve avukatı, raporun kazara düşme senaryosunu destekleyen bulgular içerdiğini belirtti. Avukat tarafından yapılan açıklamada, yüksek alkol düzeyinin vücudun kontrollerini zayıflatabileceği ve bu nedenle düşme olasılığının ön plana çıktığı ifade edildi.
Bu bulgu, kamuoyunda tartışma yarattı. Bazı çevreler, raporun “ölüm nedeni” açısından kritik rol oynayabileceğini vurgularken, bazı yorumcular da soruşturmanın daha derinleştirilmesi ve diğer delillerin de titizlikle incelenmesi gerektiğini belirtti.
MAGAZİN
14 Ekim 2025GÜNDEM
14 Ekim 2025MEDYA
14 Ekim 2025DÜNYA
14 Ekim 2025MAGAZİN
14 Ekim 2025DÜNYA
14 Ekim 2025DÜNYA
14 Ekim 2025HASTANEDE DEHŞET: HEMŞİRENİN HASTASINA İĞNEYLE MÜDAHALESİ CAN ALDI
YASA DIŞI BAHİS VE DOLANDIRICILIK OPERASYONU: 274 ŞÜPHELİ GÖZALTINDA
SANATÇI SENDİKALARINDAN OPERASYONA SERT TEPKİ: “GEÇERLİ BİR NEDEN YOK, SANATA MÜDAHALE KABUL EDİLEMEZ”Son günlerde bazı belediyelere ve kültür-sanat kurumlarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Türkiye genelinde birçok sanatçı birliği ve sendika, yapılan gözaltı ve baskınlara karşı ortak bir açıklama yayımlayarak sert tepki gösterdi. Sanatçı örgütleri açıklamalarında, bu operasyonların sanatın özgürlüğünü tehdit ettiğini ve hiçbir geçerli hukuki ya da idari dayanağının bulunmadığını vurguladı. “Sanat kurumlarına yönelik keyfi müdahaleler, demokratik değerlere ve kültürel üretim özgürlüğüne zarar veriyor.” ifadelerine yer verildi. Sendikalar, “Kültür ve sanat alanı siyaset üstü bir alandır. Sanatçıları suçlu gibi göstermek, ifade ve üretim özgürlüğüne doğrudan saldırıdır.” diyerek tepki gösterdi. Açıklamada ayrıca, bu tür operasyonların sanatçılar arasında korku iklimi oluşturma amacı taşıdığı ve kültürel çeşitliliği zedelediği belirtildi. Sanat camiasından da güçlü destek mesajları geldi. Birçok oyuncu, müzisyen, tiyatro sanatçısı ve yönetmen sosyal medya üzerinden “#SanataDokunma”, “#ÖzgürSanat” ve “#SanatHürdür” etiketleriyle dayanışma çağrısı yaptı. Sanatçı sendikaları, hükümet ve yargı organlarına çağrıda bulunarak, sanat kurumlarının bağımsızlığının korunmasını ve kültür üreticilerinin hedef gösterilmemesini talep etti. “Sanat, toplumun vicdanıdır; hiçbir siyasi baskı bu gerçeği değiştiremez.” ifadeleriyle açıklama sonlandırıldı.
ALİ KOÇ’TAN SÜRPRİZ ZİYARET: SİLİVRİ’DE ATİLLA CİNER’İ GÖRDÜ