Antalya Şehir Hastanesine başvuran NB: ‘’Hastaneye diz ağrısı şikayetiyle başvurduğunu doktor Burhan Güçmen’e randevu alarak geldiğini, daha önceleri sık şekilde ağrı kesiciler kullandığını ancak şikayetlerinin kısmen rahatlamasına rağmen geçmediğini ve sık şekilde tekrar ettiğini söyledi. ‘’Doktor beye çok kez doktora başvurduğumu ama şikayetlerimin tekrar ettiğini söyledim. Doktorum tüm filmlerimi, tahlillerimi ve görüntülerimi inceledi. Kapsamlı bir öykü alarak işimle, ailemle, çalışma hayatımla, geçirdiğim tıbbı işlemlerle ilgili birçok sorular sordu. Ardından dizimle beraber saçlarımı, dişlerimi, ameliyat izlerimi ve cilt lezyonlarımı muayene etti. En dikkatimi çekense dişlerimi de muayene etmesiydi. Diz ağrılarımın 20 yaş diş problemim ve o sebeple olduğum ameliyat sonrasında olmaya başladığını ancak doktor bey bağlantılarını anlattıktan sonra fark ettim. Bana vücudun bir damar ve sinir ağı olduğunu ve tüm organlarının bir bütün içerisinde çalıştığını ve birbirini etkilediğini söyledi. Gerçekten de diş ve yüz bölgesine birkaç farklı seansta uygulanan enjeksiyonlardan sonra diz ağrımda önemli düzeyde rahatlama oldu ve tekrarlamadı. Daha önceden diz ağrımın başka bir sebebi olabileceğini hiç düşünmezdim. Nöral terapiyi araştırdığımda gerçekten de vücudun bir bütün olarak çalıştığını öğrendim.’’ şeklinde konuşan NB aldığı yaklaşım ve uygulanan tedavinin kendisini hem şaşırttığını hem de memnun ettiğini ifade etti.
Dr. Burhan Güçmen ‘’Hastalık yoktur hasta vardır.’’ felsefesiyle her hastanın kendine özgü bir dünya olduğunu ifade etti. Toplumda sık duyulan bir komşum şöyle dedi, bir akrabamda da aynısı vardı, ben şöyle yaptım geçti vb. söylemlerin doğruyu yansıtmadığını; bu konudaki yerleşik kanının hatalı olduğunu söyledi. Her hastanın özel olduğunu , kendine has durum ve koşullar barındırdığını ifade eden doktor Güçmen; hastayı değerlendirirken hastanın yaşı , kilosu, cinsiyeti, mesleği, medeni durumu, psikolojik duygudurum, çalışma koşulları, geçirdiği ameliyatlar vb. her unsurun hastayı kendine has kıldığını aktardı. Bu sebeple bütüncül tıp yaklaşımıyla her hastanın özel koşullarının tek tek özenle ele alınması gerektiğini nihai ve tam bir sağlık durumu için bunun şart olduğunu belirtti.
Fonksiyonel ve bütüncül tıp yaklaşımına değinen doktor Güçmen, hastanın sadece et ve kemik bedenden ibaret olmadığını bunun yalnızca bedenin maddi unsuru olduğunu belirtti. Fizik bedenin yanında vücudun eterik beden, duygusal beden, zihinsel beden, astral (manevi,ruh) beden gibi unsurları olduğunu bu sebeple gerçek bir sağlık için insanın bir bütün olarak değerlendirilmesinin şart olduğunu ifade etti. Buna bir örnek olarak sezeryan kesisi bulunan bir hastasında kesi bölgesine uygulanan bir enjeksiyon sonrasında hastada meydana gelen duygusal boşalma ve enerji yoğunluğunu örnek gösterdi. Bu durumda standart bir öykü ve ameliyat halinde ruh bedenin aşırı bir tepki vermemesine rağmen; zor doğum öyküsü ve doğumla ilgili ailede duygusal olumsuzluklar yaşanması halinde tedavi ve enjeksiyon sonrası kişide ağlamak yönünde bir davranış gelişebileceğini bu durumun örneklerini gördüklerini belirtti. Bu durumun bedenin fizik beden ötesinde var olan diğer unsurları sebebiyle meydana geldiğini ifade etti. ‘’Hastalık yoktur, hasta vardır.’’ Düşüncesinin tedavinin ana unsuru olması gerektiğini belirtti.
MAGAZİN
04 Mart 2025GÜNDEM
04 Mart 2025MEDYA
04 Mart 2025DÜNYA
04 Mart 2025MAGAZİN
04 Mart 2025DÜNYA
04 Mart 2025DÜNYA
04 Mart 2025