İstanbul doğumlu yazar Oğuz Marangoz, çocuk yaşta okumayı ve yazmayı öğrenerek eğitim hayatında dikkat çekici bir başlangıç yaptı. İşletme bölümünden onur belgesiyle mezun olan Marangoz, kendi yolunu çizmek için yazarlığa adım attı.
Marangoz’un yazarlık serüveni, 2005 yılında bir rol yapma oyununda canlandırdığı karakterden ilham alarak başladı. Ancak aynı yıl içerisinde multiple skleroz (MS) hastalığına yakalandı. Yazarlık, Marangoz için hem bir tutku hem de hastalıkla başa çıkma yöntemi oldu. Psikoloji kitaplarına yönelen yazar, hastalığını kabullenmek ve kendini daha iyi tanımak için yoğun bir okuma sürecine girdi.
İlk romanı “Son Yolculuk” ile romantik bir distopya yaratan Marangoz, daha sonra “Aşkın Mezarı” isimli bilim kurgu romanını kaleme aldı. İkinci romanında, 3.000 yıl sonrasını hayal eden yazar, duyguların olmadığı bir dünyada aşkın varlığını sorguluyor. Eserlerinde sade ve samimi bir dil kullanan Marangoz, okuyucularına derin ve etkileyici hikayeler sunuyor.
Okuyucularına sık sık kitap okumanın önemini vurgulayan Marangoz, hangi kitabın okunduğunun önemli olmadığını, asıl önemli olanın okuma alışkanlığının kazandırdığı yeni perspektifler olduğunu belirtiyor. Yazarlık kariyerinde kendisine ilham veren yazarlardan bahseden Marangoz, Dostoevsky, Tolkien ve Asimov gibi isimlerden etkilendiğini ancak kendi özgün tarzını yaratmaya özen gösterdiğini ifade ediyor.
Oğuz Marangoz, MS hastaları için yazdığı blog ile de dikkat çekiyor. Kendi deneyimlerini paylaşarak başkalarına ilham veren yazar, bu blog sayesinde hem kendisine hem de diğer hastalara güç kazandırdığını söylüyor.
Yazarlık ve MS ile mücadele sürecinde edindiği deneyimlerle okuyucularına ilham veren Oğuz Marangoz, “Lütfen okuyun, çünkü okumak sizi bambaşka bir insan yapacak ve daha güzel bir insan olacaksınız,” diyerek herkese kitap okuma çağrısında bulunuyor.
ANASAYFA
3 gün önceDÜNYA
8 gün önceGÜNDEM
9 gün önceANASAYFA
9 gün önceDÜNYA
9 gün önceANASAYFA
9 gün önceANASAYFA
9 gün önce